Lojistik Devi, Elektrikli Filo Yatırımıyla Sürdürülebilir Taşımacılığa Öncülük Ediyor
DHL Supply Chain Türkiye, lojistik sektöründe çevreci dönüşümü hızlandıran önemli bir adım atarak elektrikli araç filosunu genişletti. Bu hamleyle birlikte şirket, operasyonel verimliliği artırırken aynı zamanda karbon ayak izini azaltmayı hedefliyor.
Yeşil Lojistikte Yeni Dönem: Elektrikli Araçlar Öne Çıkıyor
Dünyanın lider lojistik şirketlerinden DHL Group’un Türkiye operasyonu olan DHL Supply Chain, filo modernizasyonu kapsamında:
✔ Elektrikli araç sayısını artırarak çevreci taşımacılığa geçişi hızlandırdı
✔ Sürücü güvenliğini ön planda tutan yeni nesil araçlarla filoyu güçlendirdi
✔ Enerji verimliliği yüksek modellerle operasyonel maliyetleri düşürdü
DHL Supply Chain Türkiye Genel Müdürü Buket Cox, bu yatırımla ilgili olarak:
“Filomuzdaki elektrikli araç sayısını artırarak hem çevresel etkimizi azaltıyor hem de müşterilerimize daha kaliteli hizmet sunuyoruz. Bu adım, DHL Group’un ‘Strateji 2030’ vizyonuyla tam uyumlu şekilde sürdürülebilir lojistiğe geçişimizin önemli bir parçasıdır.” açıklamasını yaptı.
Elektrikli Filo Avantajları: DHL Neden Bu Yola Gidiyor?
1. Çevre Dostu Taşımacılık
- Karbon emisyonlarında ciddi azalma
- DHL’in 2050 sıfır emisyon hedefine uyum
2. Operasyonel Verimlilik
- Elektrikli araçların düşük bakım maliyeti
- Yakıt tasarrufu ile uzun vadede kârlılık
3. Sürücü Konforu ve Güvenliği
- Ergonomik tasarımlı yeni nesil araçlar
- Gelişmiş sürüş destek sistemleri ile kaza riskinin azaltılması
DHL’in 2030 Hedefleri: Lojistik Sektörünü Dönüştürüyor
DHL Group’un “Strateji 2030” planı kapsamında Türkiye’deki yatırımlarını hızlandıran şirket:
✅ Filonun %60’ını elektrikli araçlara dönüştürmek
✅ Tüm depolarında yenilenebilir enerji kullanımını yaygınlaştırmak
✅ Akıllı lojistik çözümlerle müşteri memnuniyetini artırmak
hedefleri doğrultusunda çalışmalarını sürdürüyor.
Sektör Analistleri Ne Diyor?
Lojistik uzmanları, DHL’in bu hamlesini “Türkiye’de yeşil lojistiğin önünü açan kritik bir adım” olarak değerlendiriyor. Elektrikli araç yatırımlarının önümüzdeki 5 yılda sektör standardı haline geleceği öngörülüyor.