Elektrikli araçlar (EV) günümüzde çevresel duyarlılıklar ve uzun vadeli maliyet avantajları nedeniyle giderek daha fazla önem kazanırken, YouGov tarafından yapılan bir anket, sürücülerin bu araçlar hakkındaki eksik veya yanlış bilgilerinin elektrikli araçların benimsenmesini ciddi şekilde engellediğini ortaya koyuyor. Araştırma, Birleşik Krallık’taki sürücülerin büyük bir kısmının elektrikli araçlar hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığını ve bunun da satın alma tercihlerini olumsuz yönde etkilediğini gösteriyor.
Elektrikli Araçlar Konusunda Bilgi Eksikliği Yaygın
Ankete katılan benzinli ve dizel araç sürücülerinin %57’si, elektrikli araçlarla ilgili sorulan on sorudan yalnızca iki ya da daha azını doğru cevaplayabildi. Dahası, katılımcıların %23’ü hiçbir soruyu doğru yanıtlayamadı. Bu durum, elektrikli araçlarla ilgili birçok yanlış bilginin yaygın olarak kabul gördüğünü ve bu yanlışların araç tercihlerinde etkili olduğunu gösteriyor. Araştırma sonuçları, elektrikli araçlar hakkında yanlış bilgilere sahip kişilerin, doğru bilgilere sahip olanlara göre elektrikli araç tercih etme olasılığının 11 kat daha az olduğunu ortaya koyuyor.
Yanlış Bilgiler Elektrikli Araçların Önünü Kesiyor
Elektrikli araçlar hakkında en yaygın yanlışlardan biri, sahip olma ve işletme maliyetlerinin daha yüksek olduğuna dair inanç. Ankete katılanların %62’si bu düşünceye sahipken, gerçek veriler tam aksini söylüyor. 2023’te en çok satan benzinli araçları kullanan sürücüler, elektrikli araç sahiplerine kıyasla yılda ortalama 700 sterlin daha fazla harcama yapıyor. Bu maliyet farkı, yakıt, bakım ve vergi avantajları sayesinde uzun vadede elektrikli araçları daha ekonomik hale getiriyor.
Diğer bir yanlış kanı ise elektrikli araçların yangın riskiyle ilgili. Katılımcıların %41’i, elektrikli araçların yangın çıkarma olasılığının daha yüksek olduğuna inanıyor. Ancak verilere göre, elektrikli araçlar benzinli veya dizel araçlara göre yangın riski açısından 80 kat daha güvenli.
Altyapı Miti ve Gerçekler
Elektrik altyapısının yetersiz olduğu da sıkça dile getirilen bir diğer efsane. Ankete katılanların %59’u, Birleşik Krallık’ın elektrik altyapısının artan elektrikli araç talebini karşılayamayacağına inanıyor. Ancak Ulusal Elektrik Şebekesi, bu iddianın bir mit olduğunu ve mevcut altyapının milyonlarca elektrikli aracı destekleyebilecek kapasitede olduğunu vurguluyor. Bu durum, sadece Birleşik Krallık için değil, pek çok gelişmiş ülke için geçerli. Türkiye gibi ülkelerde de altyapı yatırımları hızla artarken, elektrikli araçlara geçişin sorunsuz ilerleyebileceği öngörülüyor.
Ayrıca, şarj altyapısı konusunda da yaygın bir karamsarlık söz konusu. Katılımcıların %80’i, Birleşik Krallık’ın şarj istasyonlarını yaygınlaştırma hedeflerine ulaşamayacağına inanıyor. Ancak ülke, 2030 yılına kadar 300.000 şarj istasyonuna ulaşmayı hedefliyor ve planlananın ilerisinde ilerliyor.
Elektrikli Araçların Çevre Üzerindeki Gerçek Etkisi
Elektrikli araçların ömür boyu CO2 emisyonlarının benzinli araçlardan daha az olmadığına inanan sürücülerin oranı %35. Oysa, veriler bu inancın yanlış olduğunu gösteriyor. Bir elektrikli araç, eşdeğer bir benzinli veya dizel araçtan üç kat daha az CO2 emisyonu üretiyor. Üstelik bu durum, elektrikli araçların üretim aşamasında dahi geçerli.
Yanlış Bilgiler Geçişi Zorlaştırıyor
Bu çalışma, elektrikli araçlara geçişteki en büyük engellerden birinin yanlış bilgi olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Elektrikli araçların sağladığı çevresel ve ekonomik avantajlar hakkında doğru bilgiye sahip olmayan sürücüler, bu araçları tercih etmekte çekimser davranıyor. Ankette yüksek bilgi düzeyine sahip sürücülerin %65’i bir sonraki araçlarının elektrikli olacağını belirtirken, düşük bilgi düzeyine sahiplerin yalnızca %6.1’i bu yönde bir tercih yapacağını ifade ediyor.
Elektrikli araçlar, çevre dostu sürüş ve düşük maliyetler gibi avantajlar sunarken, doğru bilgiye erişimin artmasıyla daha fazla sürücünün bu geçişi yapacağı tahmin ediliyor. Bu noktada, hem hükümetler hem de otomobil üreticileri yanlış bilgilendirmeyi önlemek için daha fazla çaba sarf etmeli. Bilinçli bir kamuoyu, temiz enerjiye dayalı ulaşımın yaygınlaşmasında kilit rol oynayacak.