Dünya genelinde tanınan lojistik şirketi DHL, Hatay’da depremzedelere yardım etmek amacıyla çeşitli projeler geliştirdi.
Şirket, bölgedeki şehirleşmenin çevreci yaklaşımlarla desteklenmesi ve çocukların bu konuda eğitim almaları için harekete geçti. Aynı zamanda, DHL Global Forwarding’in Türkiye merkez ofisinde sanal bir bisiklet istasyonu kurarak çalışanlarını da projenin bir parçası haline getiriyor. DHL çalışanları, bu istasyonda pedal çevirerek depremden etkilenen bölgelere sanal bir rota üzerinden ulaşacaklar. Bu sayede DHL çalışanlarının harcadığı enerjiye denk gelen miktarda bisikletler, özellikle çocukların ortak kullanımı için Hatay’dan başlayarak depremden etkilenen bölgelere bırakılacak ve bisiklet istasyonları kurulacak. DHL Ubuntu Türkiye projesi kapsamında, afet bölgelerindeki çocuklara temel bisiklet eğitimleri verilecek ve ticari değere dönüştürülebilecek eğitimlerle birlikte bölge halkının hayatına olumlu bir etki sağlanacak. Bu şekilde, insanların dayanışma ve güç birliği içinde Ubuntu felsefesi etrafında hareket etmeleri hedeflenmektedir. “Ubuntu” kavramı, DHL’in kurumsal sosyal sorumluluk anlayışının temelini oluşturur ve Zulu dilinde “insanlıkla insan arasındaki bağ” anlamına gelir. DHL Ubuntu Türkiye projesi, bu felsefeyi temel alarak deprem bölgesindeki çocukların hayatlarına umut ve neşe katmayı amaçlamaktadır.
DHL Global Forwarding Orta Doğu, Afrika ve Türkiye Direktörü Burak Ertuna, yaptığı açıklamada, DHL olarak sosyal sorumluluk projelerine her zaman büyük önem verdiklerini belirtti. Kahramanmaraş’taki depremlerin ardından şirket olarak bölgeye yardım eli uzattıklarını ve ayrıca yurt dışından gelen yardımların ulaştırılmasında da görev aldıklarını vurguladı.
Ertuna, en çok etkilenen çocukları unutmadıklarını ve onlar için özel projeler hazırladıklarını ifade ederek şunları ekledi: “Burada çocuklara bisiklet tamiri ve bisiklet sürüş teknikleri gibi eğitimler veriyoruz. Amacımız, çocukların dikkatini deprem gerçeğinden uzaklaştırarak farklı bir ortam sunmak ve daha eğlenceli bir deneyim yaşatmaktır. Ayrıca depremin ilk gününden beri insanların telefonlarını şarj edebilmeleri ve içme suyuna ulaşabilmeleri gibi sorunlarla karşılaşmışlardı. Bu nedenle, Mobil Yeşil Enerji Modülleri geliştirdik. Bu modüllerde su ve telefon şarj üniteleri bulunuyor. Güneş panelleri tarafından beslenen bu modüller, gece etrafı aydınlatabilme özelliğine sahip. Ayrıca ultra UV filtreleriyle şebeke suyunu içilebilir hale getiriyor. Amacımız, insanlara yardımcı olmak ve hayatlarını biraz da olsa kolaylaştırmaktır.”
Ertuna, projeyi ilk olarak Hatay’da başlattıklarını ve önümüzdeki günlerde diğer deprem bölgelerinde de devam ettireceklerini sözlerine ekledi.
